Özellikle yaşı ileri ve bazı sağlık sorunları olanlar için şifa kaynağı olarak bilinen, termal kaynaklar üzerine kurularak sağlık turizmine katkı sunması hedeflenen termal tesisler, dolandırıcıların cirit attığı bir sahaya dönüştü. Devremülk sahiplerinin genellikle yaşlı ve güçsüz kesimden olması, konuya ilişkin çok fazla bilgi sahibi olmaması nedeniyle dolandırıcılar bu alanı içinden çıkılmaz sorunlar yumağına döndürüldü.
Düzenleme devreye girmeli
Konuya ilişkin açıklamada bulunan Termal Mağdurları Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Sema Yıldız, şunları dile getirdi: “Tapu verilip belgelere ulaşıldığında satılan mülkün dört duvar olduğu, diğer tüm tesislerin üstlenici şirket veya gizli ortağı firmaların mülkiyetinde olduğu ortaya çıkıyor. Tesislerinden memnun olmayan devremülk hisse sahipleri aranarak başka tesislere yönlendirilmesi konusunda reklam yapılıyor ve yeni hayali satışlar yapılarak mağduriyetler katlanıyor. Bu konuda kamuoyu oluşturularak halkın bilinçlenmesi ve devletin hukuk sisteminin acilen devreye girmesi gerekmektedir.” Hilal ve Akkuş Termal Üyeleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı, Termal Mağdurları Platformu Sözcüsü Sevinç Öylü de, şunları söyledi:
700 bin mağduru var!
“Sistemin denetlenmemesi, ilgili kanun maddelerinin sorunun çözümünde yetersiz kalması dolandırıcı konumuna dönüşen şirketlere daha da cesaret vermekte ve sistem sürekli hissedar üzerinden haksız kazanç elde etmeye yönelmekte ve hissedar mağdur olmakta. Bu şekilde bu tesisler adeta birer çöplük haline dönüşerek atıl yatırımlar olarak ülke ekonomisine katkısı yok edilmekte. Her yıl, binlerce mağdura yenileri eklenmektedir. Türkiye genelinde 700 bin civarında termal mağduru olduğunu tahmin ediyoruz.”
Sistem nasıl kangren oldu?
Sevinç Öylü, termal devremülk sisteminin zamanla nasıl kangrene dönüştüğünü ise şu şekilde anlattı: “2007-2013 yılları arasında termal turizminin geliştirilmesi devlet politikasına dönüştürüldü. Proje sahiplerinin turizm kültürüne sahip olmamaları vatandaşı mağdur etmiştir. Verdikleri sözleri tutmamışlardır. Müşteri sürekli yolunacak kaz olarak görülmüştür. Dövize sabitlenen aidatlar keyfi olarak iki katına çıkarılabiliyor.”